Bögesel Zayıflama

G5 Selülit Masajı: Pürüzsüz Bir Cilt İçin Etkili Çözüm

Günümüzde estetik ve güzellik alanında teknolojinin gelişmesiyle birlikte selülit problemine karşı sunulan çözümler de çeşitlenmektedir. Bu çözümler arasında son dönemde popülerliği artan G5 selülit masajı, özel bir cihaz yardımıyla uygulanan ve gözle görülür sonuçlar vaat eden bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Peki, G5 selülit masajı tam olarak nedir, nasıl uygulanır ve faydaları nelerdir? İşte G5 selülit masajı hakkında bilmeniz gereken her şey.

G5 Selülit Masajı Nedir?

G5 selülit masajı, adını uygulamada kullanılan özel cihazdan alan, ritmik titreşimler ve itme kuvvetiyle gerçekleştirilen profesyonel bir masaj tekniğidir. Bu cihaz, hızlı titreşimler üreterek cilt altı dokularına etki eder. Bu sayede kan dolaşımını hızlandırır, lenfatik drenajı destekler ve sıkışmış yağ dokularının parçalanmasına yardımcı olur. Özellikle selülit görünümünün azaltılması, bölgesel incelme ve cilt sıkılaştırma amacıyla tercih edilen etkili bir yöntemdir.

G5 Selülit Masajının Faydaları Nelerdir?

G5 masajı, selülit tedavisinin yanı sıra vücuda birçok fayda sağlamaktadır. Başlıca faydaları şunlardır:

  • Selülit Görünümünü Azaltır: Hızlı titreşimler sayesinde cilt altındaki fibröz bantları gevşetir ve portakal kabuğu görünümünün düzelmesine yardımcı olur.
  • Bölgesel İncelme Sağlar: Yağ hücrelerinin parçalanmasını tetikleyerek özellikle kalça, basen, karın ve bacak gibi bölgelerde incelmeye destek olur.
  • Kan Dolaşımını Hızlandırır: Artan kan akışı, dokulara daha fazla oksijen ve besin taşınmasını sağlayarak cildin canlanmasına ve yenilenmesine katkıda bulunur.
  • Lenfatik Drenajı Destekler: Vücuttaki ödemin ve toksinlerin atılmasına yardımcı olarak şişkinlik hissini azaltır.
  • Cildi Sıkılaştırır: Kolajen ve elastin üretimini uyararak cildin daha sıkı ve elastik bir yapıya kavuşmasına olanak tanır.
  • Kasları Rahatlatır: Kaslarda biriken laktik asidin atılmasına yardımcı olarak kas gerginliğini ve ağrılarını azaltır.
  • Metabolizmayı Hızlandırır: Bölgesel olarak kan dolaşımını ve metabolik aktiviteyi artırır.

G5 Selülit Masajı Nasıl Uygulanır?

G5 selülit masajı, eğitimli profesyoneller tarafından hijyenik bir ortamda uygulanmalıdır. İşlem adımları genel olarak şu şekildedir:

  1. Hazırlık: Uygulama yapılacak bölgeye, masajın etkinliğini artırmak ve cildin tahriş olmasını önlemek amacıyla özel bir yağ veya jel sürülür.
  2. Uygulama: G5 cihazının kişiye ve bölgeye uygun başlığı seçilir. Uzman, cihazı cilt üzerinde dairesel ve ritmik hareketlerle gezdirerek titreşimlerin dokulara nüfuz etmesini sağlar. Uygulamanın şiddeti ve hızı, kişinin hassasiyetine ve ihtiyacına göre ayarlanır.
  3. Süre: Bir seans genellikle 20 ila 30 dakika arasında sürer ve uygulama yapılan bölgenin genişliğine göre değişiklik gösterebilir.

G5 Selülit Masajı Kaç Seans Uygulanmalıdır?

G5 masajının etkilerini görebilmek için düzenli olarak uygulanması önemlidir. Seans sayısı kişinin selülit derecesine, yaşına, cilt yapısına ve yaşam tarzına bağlı olarak değişiklik göstermekle birlikte, genellikle 8 ila 12 seanslık kürler önerilmektedir. Belirgin sonuçlar için haftada 1 veya 2 seans uygulanması tavsiye edilir. Elde edilen sonuçların kalıcılığını sağlamak için ise belirli aralıklarla hatırlatma seansları yapılabilir.

Kimler G5 Selülit Masajı Yaptıramaz?

G5 selülit masajı oldukça güvenli bir uygulama olmasına rağmen bazı durumlarda uygulanması sakıncalı olabilir. Bu durumlar şunlardır:

  • Hamilelik ve emzirme döneminde olanlar
  • Kanser hastaları veya kanser öyküsü olanlar
  • Aktif enfeksiyonu veya açık yarası olanlar
  • Derin ven trombozu (DVT) veya emboli riski taşıyanlar
  • İleri derecede varis problemi olanlar
  • Kalp pili kullananlar
  • Regl döneminde (hassasiyet artabileceğinden)

Uygulama öncesinde mutlaka bir uzmana danışılarak kişinin işleme uygun olup olmadığı değerlendirilmelidir.

G5 Selülit Masajı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Uygulamanın etkinliğini artırmak ve olası yan etkileri en aza indirmek için seans sonrası dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır:

  • Bol Su Tüketimi: Vücuttan toksinlerin atılımını kolaylaştırmak için günde en az 2-2.5 litre su içilmelidir.
  • Sağlıklı Beslenme: İşlenmiş gıdalardan, aşırı yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçınarak dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni benimsenmelidir.
  • Düzenli Egzersiz: Hafif tempolu yürüyüşler veya düzenli egzersiz, kan dolaşımını destekleyerek masajın etkilerini artıracaktır.
  • Sıcak Uygulamalardan Kaçınma: Uygulama sonrası birkaç gün sauna, hamam gibi aşırı sıcak ortamlardan ve doğrudan güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınılmalıdır.

G5 selülit masajı, doğru bir merkezde ve uzman kişiler tarafından uygulandığında, selülitlerle mücadelede ve daha pürüzsüz bir vücuda kavuşmada etkili bir yardımcıdır. Sağlıklı bir yaşam tarzıyla desteklendiğinde, elde edilen sonuçlar çok daha kalıcı ve tatmin edici olacaktır.

Elektrostimülatör: Teknoloji ile Gelen Güç ve İyileşme

Elektrostimülasyon, tıp, fizik tedavi ve spor bilimleri alanlarında uzun yıllardır kullanılan, teknoloji destekli etkili bir yöntemdir. Özel bir cihaz aracılığıyla vücuda kontrollü elektriksel uyarılar gönderilerek kasların kasılmasını sağlayan bu teknoloji, “elektrostimülatör” adı verilen cihazlarla uygulanır. Pasif egzersiz olarak da bilinen bu yöntem, hem tedavi edici hem de güçlendirici özellikleriyle geniş bir kullanım alanına sahiptir.

Elektrostimülatör Nedir ve Nasıl Çalışır?

Elektrostimülatör, düşük voltajlı elektriksel akımlar üreten bir cihazdır. Bu cihaz, cilde yapıştırılan elektrotlar aracılığıyla belirlenen kas gruplarına veya sinir uçlarına bu akımları iletir. Gönderilen bu elektriksel sinyaller, beynin kaslara gönderdiği doğal sinyalleri taklit eder. Bu sayede kaslar, herhangi bir fiziksel aktivite yapılmasa dahi kasılıp gevşer. Bu kontrollü kasılmalar, kasların çalışmasını, güçlenmesini ve rehabilite edilmesini sağlar.

Cihazlar genellikle farklı programlara ve ayarlanabilir yoğunluk seviyelerine sahiptir. Bu da uygulamanın amacına (kas güçlendirme, ağrı tedavisi, rahatlama vb.) ve kişinin ihtiyacına göre özelleştirilmesine olanak tanır.

Elektrostimülatörün Başlıca Kullanım Alanları ve Faydaları

Elektrostimülasyon teknolojisi, çok yönlü faydaları sayesinde farklı alanlarda etkin bir şekilde kullanılmaktadır.

1. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon:

  • Kas Atrofisinin (Kas Kaybının) Önlenmesi: Ameliyat sonrası, uzun süreli hareketsizlik veya felç gibi durumlarda kasların erimesini önlemek ve zayıflayan kasları yeniden güçlendirmek için kullanılır.
  • Ağrı Yönetimi (TENS): Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu (TENS) programları ile kronik veya akut ağrıların (bel, boyun, eklem ağrıları vb.) hafifletilmesine yardımcı olur. Elektriksel akımlar, ağrı sinyallerinin beyne ulaşmasını engelleyerek veya vücudun doğal ağrı kesicileri olan endorfinlerin salgılanmasını tetikleyerek etki gösterir.
  • Dolaşımın İyileştirilmesi: Kas kasılmaları, kan dolaşımını hızlandırarak dokuların daha iyi beslenmesine ve ödemin azalmasına katkı sağlar.

2. Spor ve Fitness:

  • Kas Güçlendirme ve Performans Artışı: Aktif antrenmanlara ek olarak kullanıldığında, normal egzersizle uyarılması zor olan derin kas liflerinin bile çalıştırılmasına yardımcı olur. Bu da sporcuların gücünü, dayanıklılığını ve patlayıcı kuvvetini artırır.
  • Hızlandırılmış Toparlanma (Recovery): Yoğun antrenmanlar sonrası kaslarda biriken laktik asidin atılmasına ve kas yorgunluğunun giderilmesine yardımcı olarak toparlanma sürecini kısaltır.
  • Isınma ve Soğuma: Antrenman öncesi kasları ısıtmak veya antrenman sonrası rahatlatmak için kullanılabilir.

3. Estetik ve Vücut Şekillendirme:

  • Bölgesel İncelme ve Sıkılaşma: Pasif egzersiz etkisiyle özellikle karın, kalça ve bacak gibi bölgelerdeki kasların çalışmasını sağlayarak daha sıkı ve toparlanmış bir görünüm elde edilmesine destek olur.
  • Selülit Görünümünün Azaltılması: Kan dolaşımını artırıcı ve kasları çalıştırıcı etkisiyle selülitli bölgedeki dokunun canlanmasına yardımcı olabilir.

Elektrostimülatör Nasıl Kullanılır?

Uygulama genellikle bir uzman veya fizyoterapist eşliğinde yapılır, ancak ev tipi cihazlar da mevcuttur. Temel adımlar şunlardır:

  1. Elektrotların Yerleştirilmesi: Yapışkan pedler olan elektrotlar, çalıştırılmak istenen kas grubunun başlangıç ve bitiş noktalarına, cildin temiz ve kuru olduğundan emin olunarak yerleştirilir.
  2. Program Seçimi: Cihaz üzerinden amaca uygun program (güçlendirme, masaj, ağrı kesici vb.) seçilir.
  3. Yoğunluğun Ayarlanması: Akım yoğunluğu, kişi hafif bir karıncalanma hissi ve kasılma görene kadar yavaşça artırılır. Yoğunluk, acı verici veya rahatsız edici olmamalıdır.
  4. Uygulama Süresi: Bir seans genellikle 15 ila 30 dakika arasında sürer.

Kimler Elektrostimülatör Kullanamaz? (Kontrendikasyonlar)

Elektrostimülatör teknolojisi güvenli olmasına rağmen, bazı durumlarda kullanımı sakıncalıdır:

  • Kalp pili (pacemaker) veya implante edilmiş defibrilatör kullananlar.
  • Hamileler (özellikle karın ve bel bölgesine uygulanmamalıdır).
  • Epilepsi (sara) hastaları.
  • Kanser hastaları veya tümör bulunan bölgelerde.
  • Derin ven trombozu (DVT) gibi ciddi dolaşım bozukluğu olanlar.
  • Açık yaralar, enfeksiyonlu veya tahriş olmuş cilt bölgeleri üzerinde.

Önemli Not: Herhangi bir sağlık sorununuz varsa veya elektrostimülatör kullanmaya başlamayı düşünüyorsanız, öncesinde mutlaka bir doktora veya fizyoterapiste danışmanız hayati önem taşır.

Sonuç olarak, elektrostimülatörler; rehabilitasyondan performans artışına, ağrı yönetiminden estetik amaçlara kadar geniş bir yelpçede faydalar sunan yenilikçi cihazlardır. Doğru ve bilinçli kullanıldığında, sağlık ve yaşam kalitesini artırmak için güçlü bir destek aracıdır.

Bölgesel Yağ Yakımı ve Vücut Sıkılaştırmada Yeni Nesil Teknoloji

Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz programlarına rağmen bir türlü kurtulamadığınız inatçı bölgesel yağlar, canınızı mı sıkıyor? Günümüzün gelişmiş estetik teknolojileri, artık cerrahi müdahalelere gerek kalmadan, konforlu ve etkili çözümler sunuyor. Vücudun metabolik hızını artırarak yağ yakımını tetikleyen ve aynı zamanda cildi sıkılaştıran bu yenilikçi sistemle tanışın.

Bu teknoloji, ısı ve özel frekanslar kullanarak hedef bölgedeki yağ hücrelerinin zarlarını parçalar. Parçalanan yağ asitleri, vücudun doğal lenfatik sistemi aracılığıyla dışarı atılır. İşlemin en büyük avantajlarından biri, sadece yağları yok etmekle kalmayıp aynı zamanda cildin kolajen üretimini tetikleyerek sıkılaşma ve toparlanma sağlamasıdır.

Yağ Yakım Teknolojisinin Vücudunuza Etkileri Nelerdir?

Bu modern uygulama, tek bir seansta bile hissedilir sonuçlar sunarak vücudunuza çok yönlü faydalar sağlar:

  • Hedef Odaklı Yağ Parçalama: Bel, karın, basen veya bacak gibi sorunlu bölgelerdeki birikmiş yağları hedef alarak parçalar ve vücuttan doğal yollarla atılmasını sağlar.
  • Metabolizma Hızlandırıcı: Vücudun metabolik hızını artırarak genel kalori yakımını destekler ve işlem sonrası bile vücudun aktivasyonunu 72 saate kadar sürdürür.
  • Detoks ve Ödem Atımı: Hızlanan kan dolaşımı ve lenfatik drenaj sayesinde vücuttaki toksinlerin ve fazla ödemin atılmasına yardımcı olur, daha hafif ve zinde hissetmenizi sağlar.
  • Kolajen Üretimi ve Lifting Etkisi: Isı teknolojisi, cildin alt katmanlarında yeni kolajen ve bağ doku oluşumunu tetikler. Bu sayede ciltte gözle görülür bir gerginlik, sıkılaşma ve lifting etkisi yaratır.
  • Cilt Elastikiyetinde Artış: Artan kolajen üretimiyle birlikte cildin elastikiyeti artar, sarkmaların önüne geçilir ve daha genç bir cilt görünümü elde edilir.
  • Kaslarda Rahatlama: Uygulama, kas spazmlarını çözerek kasların gevşemesine ve rahatlamasına yardımcı olur.

Seans Süreci ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Uygulamadan maksimum verim alabilmek için seans sürecini ve sonrasındaki önerileri dikkate almak oldukça önemlidir.

  • İşlem Süresi: Tek bir bölge için işlem süresi maksimum 40 dakikadır.
  • Uygulama Alanı: En etkili sonuçlar için seansların bir bölgeye odaklanarak tamamlanması ve ardından başka bir bölgeye geçilmesi önerilir. Aynı anda farklı bölgelerin çalışılması tavsiye edilmez.
  • Seans Aralıkları: Cildin kendini yenileme ve vücudun yağı atma sürecine zaman tanımak için ideal seans aralığı 4 ila 7 günde birdir.
  • Su Tüketimi: Parçalanan yağların vücuttan kolayca atılabilmesi için günde en az 3 litre su tüketmek kritik öneme sahiptir.

Kimler İçin Uygun Değildir? (Kontrendikasyonlar)

Bu uygulama son derece güvenli olmasına rağmen, belirli sağlık durumlarına sahip kişiler için uygun değildir. Uygulama öncesinde mutlaka uzmanınıza danışmanız gerekmektedir.

  • Kalp rahatsızlığı veya kalp pili olanlar
  • Aktif kanser tedavisi görenler veya yakın dönem kanser geçmişi olanlar
  • İleri derecede karaciğer veya böbrek yetmezliği bulunanlar
  • Aktif olarak Roaccutane (izotretinoin) ilacı kullananlar
  • Yakın zamanda safra kesesi ameliyatı geçirmiş olanlar
  • Hamileler veya emzirme döneminde olanlar
  • Kontrol altına alınmamış yüksek tansiyon (hipertansiyon) hastaları

Eğer siz de bölgesel fazlalıklarınızdan şikayetçiyseniz ve daha sıkı, şekillenmiş bir vücuda kavuşmak istiyorsanız, bu yeni nesil teknoloji ile tanışarak hayalinizdeki görünüme bir adım daha yaklaşabilirsiniz.

Ameliyatsız Cilt Gençleştirme: Radyo Frekans ile Sıkılaşma

Zamanın, çevresel faktörlerin ve yaşam tarzının cildimizdeki etkileri kaçınılmazdır. Özellikle elastikiyet kaybı ve buna bağlı sarkmalar, en sık karşılaşılan estetik endişelerin başında gelir. Cerrahi operasyonlara gerek kalmadan daha genç, dinamik ve sıkı bir cilde kavuşmayı sağlayan Radyo Frekans (RF) teknolojisi, bu noktada ameliyatsız çözümler arasında altın standart olarak öne çıkmaktadır.

Bu yenilikçi sistem, cildin alt katmanlarına kontrollü bir ısı enerjisi göndererek çalışır. Radyo frekans akımı, dokulardaki su moleküllerini harekete geçirerek derin bir ısı oluşturur. Bu termal etki, cildin temel yapı taşları olan kolajen ve elastin lifleri üzerinde anında bir yenilenme süreci başlatır.

Radyo Frekans Teknolojisi Cildi Nasıl Sıkılaştırır?

Radyo Frekans sisteminin cilt üzerindeki etkisi iki aşamalıdır ve bu sayede hem anında hem de uzun vadede gözle görülür sonuçlar sunar:

  1. Anında Toparlanma (Shrinking Etkisi): Isı ile etkileşime giren mevcut kolajen lifleri anında kasılır ve kısalır. Bu durum, cilt yüzeyinde hemen fark edilen bir sıkılaşma ve toparlanma etkisi yaratır. Tek seans sonunda bile cildinizdeki o lifting etkisini hissedebilirsiniz.
  2. Uzun Vadeli Yeniden Yapılanma (Neocollagenesis): Cildin derin katmanlarındaki kontrollü ısı artışı, vücut tarafından bir “iyileşme sinyali” olarak algılanır. Cilt, bu bölgeyi onarmak için fibroblast hücrelerini uyarır ve yoğun bir şekilde yeni kolajen ve elastin üretimine başlar. Bu süreç, cildin kalitesini, elastikiyetini ve sıkılığını aylar boyunca artırarak devam eder.

Radyo Frekans ile Sıkılaşmanın Temel Faydaları

  • Ameliyatsız ve Ağrısız: Cerrahi bir kesi veya anestezi gerektirmeyen, konforlu bir uygulamadır.
  • Gözle Görülür Sonuçlar: İlk seanstan itibaren ciltte daha sıkı ve toparlanmış bir görünüm sağlar.
  • Kolajen Üretimini Tetikler: Cildin kendi kendini onarma mekanizmasını harekete geçirerek doğal bir gençleşme süreci başlatır.
  • Cilt Kalitesini Artırır: İnce çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltır, cilde daha pürüzsüz ve canlı bir doku kazandırır.
  • İyileşme Süreci Yoktur: İşlemden hemen sonra günlük hayatınıza dönebilirsiniz, sosyal yaşamınızı etkilemez.
  • Geniş Uygulama Alanı: Yüz, gıdı, boyun, dekolte bölgesi gibi alanların yanı sıra kol, karın ve bacak içleri gibi vücut bölgelerindeki sarkmalar için de etkilidir.

Seans Süreci ve Sıklığı

Uygulama, cildin temizlenmesinin ardından seçilen bölgeye özel bir jel sürülerek başlar. Radyo frekans başlığı cilt üzerinde dairesel hareketlerle gezdirilirken, cilt altında hoş bir sıcaklık hissi oluşur. Seans süresi bölgenin büyüklüğüne göre 20 ila 45 dakika arasında değişir.

Seans sıklığı, kullanılan cihazın teknolojisine, kişinin cilt yapısına ve hedeflenen sonuca göre uzman tarafından belirlenir. Bazı ileri teknoloji sistemler daha sık aralıklarla uygulamaya olanak tanırken, en kalıcı ve etkili sonuçlar için genellikle haftalık veya iki haftalık kürler tavsiye edilmektedir.

Eğer siz de zamanın izlerini ameliyatsız, acısız ve etkili bir yöntemle silmek istiyorsanız, radyo frekans ile sıkılaşma teknolojisi sayesinde cildinize hak ettiği gençliği ve diriliği geri kazandırabilirsiniz.

Ameliyatsız Gıdı Toparlama: Radyo Frekans ile Keskin Bir Çene Hattı

Çene altı bölgesinde meydana gelen sarkma ve yağlanma, yüzün genel ifadesini olumsuz etkileyerek daha yorgun ve yaşlı bir görünüme neden olabilir. Genetik faktörler, yaş alımı veya kilo dalgalanmaları sonucu oluşan gıdı problemi, birçok kişinin estetik kaygılarının başında gelir. Neyse ki, Radyo Frekans (RF) teknolojisi, cerrahi bir müdahaleye gerek duymadan bu bölgede etkili bir toparlanma ve sıkılaşma sağlayarak daha keskin ve belirgin bir çene hattına kavuşmanıza olanak tanır.

Radyo frekans sistemi, kontrollü ısı enerjisini cildin derin katmanlarına ve yağ dokusuna hedeflenmiş bir şekilde iletir. Bu termal etki, hem bölgedeki cildin sıkılaşmasını hem de yağ hücrelerinin küçülmesini tetikleyerek çift etkili bir çözüm sunar.

Radyo Frekans Teknolojisi Gıdı Bölgesinde Nasıl Çalışır?

Uygulama, gıdı bölgesindeki sarkma ve yağlanma problemine karşı iki temel mekanizmayı aynı anda harekete geçirir:

  1. Anında Sıkılaşma ve Lifting: Cildin alt katmanlarına ulaşan ısı, mevcut kolajen ve elastin liflerini anında uyarır. Bu lifler ısı etkisiyle büzülerek kısalır ve cilt yüzeyinde anında gözle görülür bir toparlanma ve lifting etkisi yaratır. Bu sayede gıdı bölgesindeki sarkık görünüm ilk seanstan itibaren azalmaya başlar.
  2. Kalıcı Yenilenme ve İncelme: Kontrollü ısı, cildin kendini onarma mekanizmasını (fibroblast aktivitesini) tetikler. Vücut, bölgeyi onarmak için yoğun bir şekilde yeni kolajen üretmeye başlar. Bu, cildin uzun vadede daha sıkı, elastik ve genç bir yapıya kavuşmasını sağlar. Aynı zamanda ısı, yağ hücrelerinin zarlarının geçirgenliğini artırarak küçülmelerine ve lenfatik sistem yoluyla vücuttan atılmalarına yardımcı olur.

Radyo Frekans ile Gıdı Toparlamanın Avantajları

  • Ameliyatsız ve Konforlu: Kesi, dikiş veya anestezi gerektirmeyen, ağrısız bir işlemdir.
  • Belirgin Çene Hattı: Gıdı bölgesindeki fazlalığı azaltarak çene hattının (jawline) daha keskin ve belirgin hale gelmesini sağlar.
  • Çift Etkili Sonuç: Hem ciltteki sarkmayı toparlar hem de bölgedeki yağ birikiminin azalmasına destek olur.
  • Hızlı ve Pratik: Genellikle 20-30 dakika süren kısa seanslar halinde uygulanır ve işlem sonrası hemen sosyal yaşantınıza dönebilirsiniz.
  • Doğal Gençleşme: Cildin kendi onarım mekanizmalarını tetiklediği için dışarıdan yapay bir görünüm oluşturmaz, doğal bir sıkılaşma sağlar.

Seans Süreci ve Sıklığı

İşlem öncesinde cilt temizlenir ve uygulama alanına özel bir jel uygulanır. Radyo frekans başlığı, cilt altında konforlu bir sıcaklık hissi yaratacak şekilde gıdı ve çene hattı boyunca gezdirilir. Seansların sayısı ve uygulama sıklığı, kişinin gıdı bölgesindeki problemin derecesine, yaşına ve cilt yapısına göre uzman tarafından kişiye özel olarak belirlenir. En etkili sonuçları elde etmek için genellikle bir kür olarak planlanan seans protokolüne uymak önemlidir.

Eğer siz de gıdı bölgenizdeki sarkma ve dolgunluktan şikayetçiyseniz ve daha genç, dinamik ve keskin hatlara sahip bir yüz profiline kavuşmak istiyorsanız, radyo frekans teknolojisi sizin için ideal bir çözüm olabilir.